Ne yazık ki; ülkemizde akupunktur denince, hemen akla kilo tedavisi gelmekte. Ancak klinik uygulamada durum tam tersidir…
Gerek yazılı, gerekse görsel basında, hep şişmanlık üzerinde durulduğundan, akupunktur kiloya kurban edilmektedir. Oysa ki; akupunktur, kilo tedavisinde en son akla gelmesi gereken bir tedavidir.
Migren, astım ve depresyon gibi kişiyi gerçekten perişan eden kronik hastalıkların içinde, yine en çarpıcı klinik etkileri olan bir diğer hastalık da “Trigeminal Nevralji”dir.
Hani çeken bilir derler ya, işte öyle bir hastalıktır trigeminal nevralji. Kişinin sadece biyolojik yaşamını değil, sosyal yaşamını da perişan eden bu hastalıkta, tedavi amaçlı verilen ilaçların hiçbiri tam anlamıyla ağrıyı geçirmez ve hastalık gün geçtikçe kronikleşir.
Vücudun tüm ağrılı hastalıklarda gösterdiği tepkide çok net bir kuralı vardır: Altı aydan daha fazla süren ağrılı klinik tabloda beyin, bu mevcut ağrıyı kaydeder; tıpkı bilgisayarın hard-diske yaptığı kayıt gibi…
Halihazırda ağrıyı önleme ve dindirme amaçlı verilen “Karbamazepin” etken maddeli ilaçlar, beynin kaydetmiş olduğu ağrı bilgisini silemediği için zaman içinde dozu gittikçe arttırılmakta ve yıllar içinde hasta tam bir ilaç küpü haline gelmekte, sonuçta da, hastalığın iyileşme sürecinde hiçbir olumlu katkı sağlanamamaktadır. İçin için yanan bir közün üstüne kül atmakla eşdeğer bir sonuç elde edilmektedir. Közün sadece üstü örtülmüştür.
Burada amaç sadece ağrıyı baskılamak mı olmalıdır? Eğer, siz beynin güçlü bir şekilde kaydetmiş olduğu ağrı bilgisini silmeden ağrıyla mücadele etmeye kalkarsanız, mevcut hastalığa yenik düşersiniz. Bu nedenle, şifayla sonuçlanacak bir etki elde edebilmeniz için, öncelikle kaydedilmiş olan ağrı bilgisini beyinden silmeniz ve ağrı kesici (analjezik) bilgiyi yüklemeniz gerekir; tıpkı bilgisayarlarda yaptığımız gibi.
Peki, akupunktur bu hastalığı nasıl tedavi edebilmektedir? Akupunktur; önce kaydedilmiş ağrı bilgisini sildiği ve akabinde ağrı kesici bilgiyi yüklediği için, trigeminal nevraljinin tedavisinde faydalı olabilmektedir.
Sabırlı olmak tedavimiz açısından çok önemlidir. Çünkü, ne yazık ki vakalar bize çok kronikleşmiş (en az 5-10 yıllık vaka) olarak başvurduğu ve yoğun ilaç kullanımına maruz kaldığı için (hatta radyofrekans uygulaması da yapılmış olarak geldiği için), vücudun o muhteşem analjezik mekanizmalarına tekrar işlerlik kazandırmak hemen bir çırpıda olamamaktadır.
Akupunkturun tüm bu etkilerini, vücudun yaradılıştan gelen o muhteşem ilaçlarını kullanarak yapmaktayız.
Trigeminal nevraljiye yenik düşmemeniz ve boş yere şimşekvari ağrılara maruz kalmamanız temennisiyle, AĞRISIZ GÜNLER diliyorum!